Ancak OKALİPTUS dersek; herhalde çoğunuzun park bahçelerde sık sık karşınıza çıkan ağaçtan bahsettiğimizi anlayacaksınız.
.
Bu kez bir ağaç türü ile ilgili bilimsel, teknik bilgi paylaşmayacağız . Tarihte kısa bir yolculuk yapıp bu ağaca neden Sıtma Ağacı denmiş ondan bahsedeceğiz.
.
Avustralya kökenli okaliptüs ağacı Osmanlı devletine XIX. yüzyılın son yarısında girdi. O yıllarda Osmanlı topraklarında özellikle Van Gölü, Edirne ve Çukurova çevresinde sıtma hastalığı çok yaygındı. Özellikle şiddetli yağışlarla medyana gelen taşkınlar sonucu biriken sular bataklıklar olusturuyor tabi o zamanlar taşkın koruma muhendisliği yok, motopomplar da icadı edilmemiş, itfaiyeci tulumbası ile bataklık ve gölet kenarlarına petrol türevi püskürtülen ilaçlarda yok ….
.
Hastalık kaynağı sinekler ve ardından malum hastalık SITMA salgını oluyordu.
.
Sonra duymuşlar ki Okaliptus isminde bir ağaç var Avustralya’da bataklıkları kurutmak, toplum sağlığıyla ilgili olarak sıtmayla mücadele gibi nedenlerle dikilmiş ve ayrıca halk hekimliğinde ve diğer endüstri alanlarında kullanılıyor, hatta Fransa bile Sıtma ile bu ağaç sayesinde mücadele etmiş.Bunun üzerine Osmanlı bu ağacın tohumundan bolca getirtip hem kendi bizzat ekmiş, hem de halka ücretsiz olarak bolca dağıtmış.
.
Oldukça başarılı da olunmuş. Bu yüzden halk arasında adı SITMA AĞACI olarak kalmış.
Aynı zamanda OKALİPTUS AĞACI gövdesi kağıt sanayinde de (kağıt hamuru) önemli hammaddelerinden birisidir. Kışın da yaprakların dökmeyen bir bitki olduğu için çeşitli ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılır. Çıkan bir yangında alev alev yanan bu ağacın ertesi yıl tekrar yeniden yeşermişliği de vardır ölmez ağaç gibidir. .www.obmhaber.com
OBMHaber/Facebook
OBMHaber/Twitter
İletişim
[email protected]
.
.
.
.
.
.
.
.
.
#orman #bilgi #medya #haber #ağaç #ağaçlar #bitki #okaliptus #sıtma #hastalık #sağlık #şifa
.
Bu kez bir ağaç türü ile ilgili bilimsel, teknik bilgi paylaşmayacağız . Tarihte kısa bir yolculuk yapıp bu ağaca neden Sıtma Ağacı denmiş ondan bahsedeceğiz.
.
Avustralya kökenli okaliptüs ağacı Osmanlı devletine XIX. yüzyılın son yarısında girdi. O yıllarda Osmanlı topraklarında özellikle Van Gölü, Edirne ve Çukurova çevresinde sıtma hastalığı çok yaygındı. Özellikle şiddetli yağışlarla medyana gelen taşkınlar sonucu biriken sular bataklıklar olusturuyor tabi o zamanlar taşkın koruma muhendisliği yok, motopomplar da icadı edilmemiş, itfaiyeci tulumbası ile bataklık ve gölet kenarlarına petrol türevi püskürtülen ilaçlarda yok ….
.
Hastalık kaynağı sinekler ve ardından malum hastalık SITMA salgını oluyordu.
.
Sonra duymuşlar ki Okaliptus isminde bir ağaç var Avustralya’da bataklıkları kurutmak, toplum sağlığıyla ilgili olarak sıtmayla mücadele gibi nedenlerle dikilmiş ve ayrıca halk hekimliğinde ve diğer endüstri alanlarında kullanılıyor, hatta Fransa bile Sıtma ile bu ağaç sayesinde mücadele etmiş.Bunun üzerine Osmanlı bu ağacın tohumundan bolca getirtip hem kendi bizzat ekmiş, hem de halka ücretsiz olarak bolca dağıtmış.
.
Oldukça başarılı da olunmuş. Bu yüzden halk arasında adı SITMA AĞACI olarak kalmış.
Aynı zamanda OKALİPTUS AĞACI gövdesi kağıt sanayinde de (kağıt hamuru) önemli hammaddelerinden birisidir. Kışın da yaprakların dökmeyen bir bitki olduğu için çeşitli ilaç ve kozmetik sanayinde kullanılır. Çıkan bir yangında alev alev yanan bu ağacın ertesi yıl tekrar yeniden yeşermişliği de vardır ölmez ağaç gibidir. .www.obmhaber.com
OBMHaber/Facebook
OBMHaber/Twitter
İletişim
[email protected]
.
.
.
.
.
.
.
.
.
#orman #bilgi #medya #haber #ağaç #ağaçlar #bitki #okaliptus #sıtma #hastalık #sağlık #şifa