Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün iklim değişikliğinin tarımsal üretime, suya ve ekosisteme etkilerini değerlendirmek ve çözüm önerilerini masaya yatırmak amacıyla düzenlediği, “Değişen İklim, Dönüşen Tarım: İklim Değişikliği ve Tarım Çalıştayı” serisi İzmir’den başladı. Bakanlığın merkez ve taşra birimlerinin yanı sıra, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) temsilcilerinin, ilgili sivil toplum kuruluşları ve akademisyenlerin katılımıyla Şanlıurfa ve Ankara’da da gerçekleştirilecek çalıştayın açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, tüm dünyanın küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini ciddi boyutlarda hissettiğini vurguladı. İklim değişikliğiyle mücadelede ormanların hayati bir rol üstlendiğini kaydeden Bakan Pakdemirli, “Yanan alanların yeniden ağaçlandırılması ve mevcut ormanlarımızı genişletilmesi için çalışmalarımız hızla devam ediyor. İlk yağmurların başlamasıyla birlikte ekim-kasım aylarından itibaren yılsonuna kadar Geleceğe Nefes kampanyası ile her bir vatandaşımıza 3’er adet olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. İnşallah yaraları sarağız ve yanan alanları tekrar ağaçlandırarak yeşil vatanın bir parçası haline getireceğiz. Bu vesileyle orman yangınlarında şehit olan tüm personelimizi bir kez daha rahmetle anıyor ve yeşil vatanı korumak için canı pahasına mücadele eden orman kahramanlarımıza minnetlerimi sunuyorum” diye konuştu.
“Tercih değil, zorunluluk”
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, iklim değişikliğinin bölgelere göre sel, kuraklık ve orman yangınları olarak karşımıza çıktığını belirterek, “Tarım, orman ve su alanında iklim değişikliğinin etkilerini azaltacak tedbirleri almak, küresel ısınmayı azaltacak üretim yöntemlerine geçmek ve doğal kaynakları verimli kullanmak artık bir tercih değil, zorunluluktur. Bakanlık olarak başta tarım olmak üzere eylem planlarımızı tek tek hayata geçirerek geleceğimize sahip çıkıyoruz” diye belirtti.
“İklimden daha hızlı değişmek zorundayız”
İklim değişikliği nedeniyle şiddetli fırtınalara, aşırı yağışlara, yoğun ısı dalgalarına ve uzun kuraklıklara daha sık şahit olunduğunu belirten Bakan Pakdemirli, “Son 50 yılda, sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı. Son 10 yılda küresel afetlerin yıllık zararı 170 milyar dolara ulaştı. Eğer tedbir alınmazsa, 2050 yılında iklim değişikliği ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin sel riski ile karşı karşıya kalacağı, nüfusun yarısının ise susuzluk riski yaşayabileceği öngörülüyor. Tarımsal üretimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050’ye kadar verimde yüzde 10 ila yüzde 25 arasında bir düşüş bekleniyor. Ayrıca, iklim değişikliği ve habitatın tahribatından dolayı bugün dünyada yaklaşık 1 milyon tür yok olma riski altında. Her geçen gün geri dönülemez bir noktaya doğru ilerliyoruz. İklimden daha hızlı değişmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
“Türkiye, iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değil”
Türkiye’de de iklim değişikliğinin bazı bölgelerimizde aşırı yağış ve sel afeti, bazı bölgelerimizde kuraklık, bazı bölgelerimiz de büyük orman yangınları olarak karşımıza çıktığını ifade eden Bakan Pakdemirli, şunları söyledi: “Ülkemizde meteorolojik ve tarımsal kuraklık riskimiz giderek artıyor. Türkiye’de ilk 8 ayda uzun yıllar sıcaklık ortalaması 14 derece iken, bu yıl aynı dönemde ortalama sıcaklık 15,7 derece olarak gerçekleşti. Yağış miktarında ise bu yılın ilk 8 ayı itibarıyla uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6’nın üzerinde bir azalma, tarım dönemi kapsamında ise yüzde 21’lik bir azalma yaşandı. Daha önce her 10 yılda bir yaşanan kuraklıklar, bundan sonra 5-6 yılda bir karşımıza çıkacak. Suyumuzun dörtte üçünü kullanan tarım, bu süreçten en fazla etkilenecek sektörlerin başında geliyor. Yapılan araştırmalara göre iklim değişikliği nedeniyle ülkemizde 2050 yılına kadar tarımsal verimlilikte yüzde 2 ila 13 arasında azalma olacağı öngörülüyor. Önümüzdeki süreçte afetlere daha çok maruz kalacağız. Elbette Türkiye tarımıyla, sanayisiyle büyümeye ve gelişmeye devam edecek. Ancak bu büyümeyi kaynakları tüketerek değil, doğru yöneterek, çevreyi koruyarak ve sera gazını azaltan üretim yöntemlerini hızlıca uygulamaya alarak gerçekleştirmemiz hayati önem taşıyor. Türkiye iklim değişikliğine seyirci kalacak bir ülke değildir.”
“TARSİM sayesinde çiftçilerimiz geleceğe güvenle bakıyor”
Kuraklığın etkilerini en aza indirmek amacıyla 81 il için hazırlanan 'Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı'nın başarıyla uygulandığını belirten Bakan Pakdemirli, şöyle devam etti: “Kuraklık riskine karşı ürünlerin gelişimlerini izliyor, sulu ve kuru tarımda süreci planlıyor ve kuraklığa karşı alınacak tedbirleri belirliyoruz. Bugüne kadar araştırma enstitülerimizde kuraklığa toleranslı 42 buğday ve 19 arpa çeşidi geliştirip tescilini yaptık. Kuraklığa dayanıklı çeşitlere ait tohumlukları kullanarak üretim yapan çiftçilerimizin desteklenmesine yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Ayrıca, kuraklığın etkilerini en aza indirmek için üreticilerimize yönelik birçok destek uygulamasını da devreye alıyoruz. Bu yıl bazı bölgelerimizde yaşanan kuraklık afeti nedeniyle kuru şartlarda hububat ve bakliyat üreticilerimize, verim kaybı oranına göre dekara 30 ila 100 TL arasında destek ödeyeceğiz. Kuraklık, don, sıcak rüzgâr, sıcak hava dalgası, aşırı yağış gibi riskleri sigorta kapsamına alan TARSİM, üreticilerimiz için oldukça önemli bir uygulama. Bu yıl TARSİM kapsamında toplam 1,6 milyar lira hasar tazminatının 800 milyonunu ödedik. Hasar tespitlerinin bitmesi akabinde kalan tazminatlar da üreticilerimize ödenecek. Hasar ödemeleri içinde kuraklıktan zarar gören 43 ilimizde 14 bin 213 üreticiye toplam 214 milyon lira hasar ödemesi yaptık. TARSİM sayesinde çiftçilerimiz geleceğe güvenle bakıyor.”
1. Su Şurası
Tarımın can damarı olan su konusundaki yatırımlarda önemli bir mesafe alındığını da belirten Bakan Pakdemirli, son 19 yılda cumhuriyet tarihinde yapılanların 2 katından fazla olan 600 barajın hizmete alındığını söyledi. Sulama projelerinde su kaybını azaltan modern sistemlerin payını yüzde 6’lardan yüzde 29'a yükselttiklerini ifade eden Bakan Pakdemirli, “Hedefimiz, inşaatı devam eden projeler tamamlandığında bu oranı yüzde 90’ların üzerine çıkarmaktır. Cumhuriyet tarihinin ilk Su Şurası’nı Sayın Cumhurbaşkanımızın desteğiyle 30 Mart’ta başlattık. Su Şurası kapsamında ilgili tüm paydaşlarla birlikte suyumuzun geleceğini konuşuyor, hedeflerimizi ortaya koyuyor ve yol haritamızı belirliyoruz. ‘Su vatandır’ diyoruz. Su konusunu 1. Su Şurası’nda A’dan Z’ye masaya yatırdık. Ekim ayında şura sonuç belgesi ve eylem planımızı açıklayarak aksiyonlarımıza başlayacağız” sözlerine yer verdi.
“Çalıştay çıktıları eylem planımızı şekillendirecek”
Bakan Pakdemirli, İzmir’de başlayan, Şanlıurfa ve Ankara ile devam edecek çalıştaylardan elde edilecek çıktıların çok değerli olduğunu vurgulayarak, “İklim değişikliği geleceğimiz için en büyük tehdittir. İnsanoğlu, artık geri dönüşü olmayacak bir sınırın kıyısına ulaşmıştır. Bu çalıştayda bulunan tüm katılımcılardan beklentim, iklim değişikliğinin tarıma, suya, ormana olan etkilerini azaltacak ve bizlere destek olacak cevapları ve fikirleri ortaya koymaları yönündedir. Bu çalıştaylardan elde edeceğimiz çıktılar, iklim değişikliğine yönelik oluşturacağımız eylem planımızın şekillenmesine büyük katkı sağlayacak, bizlere yol gösterecektir. İklim değişikliğine yönelik kararlı ve kapsamlı çalışmalarımız artarak devam edecek” diye konuştu.
“Tarım sonuçlarla uğraşıyor”
Çalıştayda konuşan İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, “İzmir Türkiye’de tarımın öncü şehirlerinden biri. Bu tür çalıştayların İzmir’de yapılması isabetli. İnşallah bu çalıştay hem İzmir, hem Türkiye hem de dünya tarımı ile ilgili hayırlı sonuçlara vesile olur. İklim krizine doğru gidiyoruz. Bu yıl ülkemizde bunun çeşitli versiyonları ile mücadele ettik. Önce yangınlarla sonra sellerle mücadele ettik. Bu çok vahim bir durum. Gecikmeksizin önlemler alınması gereken bir husustan bahsediyoruz. Gelişmiş, sanayileşmiş ülkeler bu sonuçları ortaya çıkaranlardır. Tarım, endüstri devriminden sonra ortaya çıkan sorunlar nedeniyle bu durumda. Dolayısıyla tarım sektörünün bunu çözmesi sınırlıdır. Tarımda da belli sıkıntılar var ama tarım sonuçlarla uğraşıyor. Sonuçlarla uğraşarak sebeplerin ortadan kaldırılması mümkün değil. Dünyanın şapkasını önüne koyup düşünmesi lazım. Sebepleri biz oluşturmadık ama sonuçlarla uğraşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezide (UTAEM) düzenlenen çalıştaya İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, FAO Türkiye Temsilcisi ve Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü Viorel Gutu, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürü Mustafa Özen, AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle ve Tarım Reformu Genel Müdürü Kerim Üstün de katıldı. Konuşmaların ardından Tarım Reformu Genel Müdürü Kerim Üstün tarafından Bakan Pakdemirli'ye plaket takdim edildi.
ORMAN
Yayınlanma: 15 Eylül 2021 - 12:38
Güncelleme: 15 Eylül 2021 - 13:45
Yanan alanlar için 252 milyon fidan toprakla buluşacak
"Değişen İklim, Dönüşen Tarım: İklim Değişikliği ve Tarım Çalıştayı"nın İzmir’de düzenlenen ilk toplantısında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli, “Yanan alanların yeniden ağaçlandırılması ve mevcut ormanlarımızı genişletilmesi için çalışmalarımız hızla devam ediyor. İlk yağmurların başlamasıyla birlikte ekim-kasım aylarından itibaren yılsonuna kadar Geleceğe Nefes kampanyası ile her bir vatandaşımıza 3’er adet olacak şekilde toplam 252 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. İ
ORMAN
15 Eylül 2021 - 12:38
Güncelleme: 15 Eylül 2021 - 13:45
İlginizi Çekebilir