Kardeşlerden birinin yakınlarının sera kurmak istemesi ile narenciye ve zeytin ağaçlarının izinsiz kestiğini iddia eden kardeşler, diğer ağaçlarında kesilmemesi için sağlam kalan ağaçların çevresinden ayrılmıyorlar. 7 gündür nöbet tutuklarını belirten kardeşlerin müracaatı üzerine kesilen ağaçlarla ilgili polis tarafından tutanak tutuldu.
Ağaçların babalarından kaldığını, beş kardeş olduklarını ve bir kardeşinin vefat ettiğini söyleyen Halime Yılmaz, "Biz dört kardeş nöbet tutuyoruz burada. Ağaçların yasal yolla kesildiği söyleniyor. Yasal yolla ağaç kesilir mi? Burada 800 tane mandalina, 300 tane nar ve zeytin ağacımız var. Bir gecede katledilmiş. Haberimiz oldu. Emniyet güçlerimizi çağırdık, tutanağımızı tuttuk. Bize danışılmadan bir gecede yok etmiş üstü meyveli ağaçları. 7 gündür biz burada ablalarımla, kardeşlerimle nöbet bekliyoruz. Sabah geliyoruz, yağmur çamur demeden. Ateş yakıyoruz tenekeye, onunla ısınıyoruz. Devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. 3-4 gün daha devam edeceğiz eğer kesmeye gelirlerse yine devam edeceğiz nöbete. Ağaç katledilmiş ha ben katledilmişim bir anlamı yok yani aynı şey. Fark etmiyor bunlar nefes, bunlar gelecek Burada 25 yıllık emek var. Bu emeğin karşılığı neyle karşılanabilir ki" şeklinde konuştu.
Ağaçların başında gözyaşı döktü
Kardeşlerden fatma bülüç ise ağaçların başında gözyaşı döktü. "Babamın emeklerine nasıl kıydınız " diye kesilen ağaçların başında ağlayıp ağaçları kesenlere beddua eden Bülüç, "Burası babamdan kalan miras. Bu mirasta hepimizin hakkı var. Bazı şahıslar bu ağaçları üstü meyveli katliam yaptılar. Sera yapmak için burayı kiraya vermişler. Para için bu ağaçlara kıymak değer mi? Bu ağaçlar babamın emeği. Bu ağaçlar 26 yıllık ağaçlar. Değer mi bu sera yapmak için katliam yapmak. 7 yıldır mahkemelik oldukları ve davanın sürdüğünü belirten Bülüç, "İnsanın vicdanı sızlar bunu böyle görünce. Yazık bu ağaçlara" diye konuştu.
