2020 yılında 2016 yılından beri sürekli olarak azalarak, 383’e düştü. Türkiye’de ise 10 yıl önce 4 milyon olan kovan varlığı, 8 milyona çıktı. 2010 yılında 69 bin 923 olan arılar (kovan halinde, yeni tip) ve kovan sayısı ise 78 bin 474’e yükseldi. Ayrıca Samsun’da 2010 yılında bin 156 ton 941 kilo olan doğal bal üretimi, 2020 yılında 951 ton 688’e düştü. 102 ton 43 kilo olan arı balmumu üretimi ise 2020 yılında 20 ton 548 kiloya düştü.
“Bal üretiminin düşmesinin nedeni bal üretim alanlarının arttırılmaması”
Samsun’da ve Türkiye’de kovan varlığı sayısının artmasına rağmen bal üretiminin düşmesini değerlendiren Rasim Kaplan, “Türkiye, kovan varlığı ve bal üretimi ile dünyada 2. sırada yer alıyor. 114 bin ton bal üretimimiz, 8 milyon da kovan varlığımız bulunuyor. Bununla övünüyoruz ama kovan başına verimde bal üretimi konusunda düşüş değil de arttıramama durumu söz konusu. Kovan sayımızı arttırdık ama buna paralel olarak bal üretimini arttıramadık. Bundan 10 yıl önce 4 milyon kovan varlığımız vardı. Bugün 8 milyona çıktı. Kovan sayısı arttırmışız fakat bal üretim alanlarını arttırmaya yönelim çalışmalarımız olmamış. Bu üretimdeki düşüşün ana sebebi budur. Dünyada ortalama km 2’ye 1 kovan düşerken bizde ise 10 kovan düşüyor. Kovan sayısına göre bal üretiminin de artması lazım ama Türkiye’de yeterli bal üretim alanı bulunmuyor. Bu konu ile ilgili gerekli çalışmaları bakanlığa bildirdik. Bakanlık da bu konu hakkında titizlikle duruyor” dedi. “Küresel iklim değişikliği arıcılığı etkiliyor, Samsun’da toplu arı ölümleri yaşandı”
Küresel iklim değişikliği, arıya zarar veren böcekler ve diğer sorunlar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kaplan, şunları söyledi:
“Küresel iklim değişikliğinin etkilerini arıcılıkta da görüyoruz. Son 2-3 yıldır ülkemizde de bunun etkisini görüyoruz. 2020’nin sonbaharının kurak geçişi, 2021’in Ocak-Şubat aylarında arının uyuması gereken dönemde hava sıcaklığının yüksek gitmesiyle arılar yeterince polen bulup, ürüyemedi. Arının üremesinde polen çok önemli. Polen varsa arı vardır. Çok çiçeklenme olmadığından bu da arının sonbahardan ilkbahara çıkışında ciddi anlamda düşüş olduğunu gördük. Bazı bölgelerde de koloni kayıpları oldu. Arı kayıpları özellikle Türkiye’nin güney bölgesindeki illerde ve Samsun’da da yaşandı. Özellikle iç kesimde arı kayıpları çok oldu. Bunun sebebi; küresel iklim değişikliği ve varroa illeti. Normalde arıcılıkta sonbahardan ilkbahara çıkışta arı kaybının yüzde 10 seviyelerinde olması normal karşılanır ama arı kaybının yüzde 20’ye yaklaştığı yerler var. Vezirköprü’de ise daha da fazla oldu.”
(ED-SLH-NT-E)
“Bal üretiminin düşmesinin nedeni bal üretim alanlarının arttırılmaması”
Samsun’da ve Türkiye’de kovan varlığı sayısının artmasına rağmen bal üretiminin düşmesini değerlendiren Rasim Kaplan, “Türkiye, kovan varlığı ve bal üretimi ile dünyada 2. sırada yer alıyor. 114 bin ton bal üretimimiz, 8 milyon da kovan varlığımız bulunuyor. Bununla övünüyoruz ama kovan başına verimde bal üretimi konusunda düşüş değil de arttıramama durumu söz konusu. Kovan sayımızı arttırdık ama buna paralel olarak bal üretimini arttıramadık. Bundan 10 yıl önce 4 milyon kovan varlığımız vardı. Bugün 8 milyona çıktı. Kovan sayısı arttırmışız fakat bal üretim alanlarını arttırmaya yönelim çalışmalarımız olmamış. Bu üretimdeki düşüşün ana sebebi budur. Dünyada ortalama km 2’ye 1 kovan düşerken bizde ise 10 kovan düşüyor. Kovan sayısına göre bal üretiminin de artması lazım ama Türkiye’de yeterli bal üretim alanı bulunmuyor. Bu konu ile ilgili gerekli çalışmaları bakanlığa bildirdik. Bakanlık da bu konu hakkında titizlikle duruyor” dedi. “Küresel iklim değişikliği arıcılığı etkiliyor, Samsun’da toplu arı ölümleri yaşandı”
Küresel iklim değişikliği, arıya zarar veren böcekler ve diğer sorunlar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kaplan, şunları söyledi:
“Küresel iklim değişikliğinin etkilerini arıcılıkta da görüyoruz. Son 2-3 yıldır ülkemizde de bunun etkisini görüyoruz. 2020’nin sonbaharının kurak geçişi, 2021’in Ocak-Şubat aylarında arının uyuması gereken dönemde hava sıcaklığının yüksek gitmesiyle arılar yeterince polen bulup, ürüyemedi. Arının üremesinde polen çok önemli. Polen varsa arı vardır. Çok çiçeklenme olmadığından bu da arının sonbahardan ilkbahara çıkışında ciddi anlamda düşüş olduğunu gördük. Bazı bölgelerde de koloni kayıpları oldu. Arı kayıpları özellikle Türkiye’nin güney bölgesindeki illerde ve Samsun’da da yaşandı. Özellikle iç kesimde arı kayıpları çok oldu. Bunun sebebi; küresel iklim değişikliği ve varroa illeti. Normalde arıcılıkta sonbahardan ilkbahara çıkışta arı kaybının yüzde 10 seviyelerinde olması normal karşılanır ama arı kaybının yüzde 20’ye yaklaştığı yerler var. Vezirköprü’de ise daha da fazla oldu.”
(ED-SLH-NT-E)