İlçeye bağlı Kayadibi köyünde geçtiğimiz eylül ayında meydana gelen yangında ‘çocukluk hayalim’ dediği ve elleriyle dikerek büyüttüğü çam ağaçları yanmasın diye alevlere müdahale ederken hayatını kaybeden Ömer Bulut’un ismi Gümüşhane Valiliği tarafından hayatını kaybettiği fidanlıkta yaşatılacak.
“Hatırası ağaçlarda kaldı, o acı ölene kadar benim içimde kalacak”
Almanya’dan köyüne döndükten sonra kardeşinin kendisine bölgede çamlık oluşturmak istediğini söylediğini ve 12 bin fidan diktiklerini ifade eden Abdurrahman Bulut, “Ben Fransa’da çalıştım, kardeşim de Almanya’daydı, o da buraya döndü. Döndükten sonra bana 'Kardeşim buraları bir çamlık yapalım, köyümüz güzel görünsün' dedi. Ondan sonra o bölgeye çam dikmeye başladık, 12 bin tane çam diktik. 2 binini devletten aldık, geri kalan hepsini parayla aldık. İşçi çalıştırdık, bölgeyi çevirdik çamları diktik. Biz o çamları buraya dikeli 15 sene oldu. Köyümüz güzel görünsün diye masraf ettik, emek harcadık ama sonu böyle oldu. Kardeşim doğayı çok severdi. Buraya 500 bin TL masraf yaptık. O gün çamları sulamaya gitmişti, bana 'Sen de gel tankı su doldur' dedi. Ben de dışarıya çıktım, baktım oradan bir duman yükseliyor. Buradan traktöre bindim gittim, baktım ki o yangını söndürmeye çalışıyor. Ben yukarı tarafa çıktım, o elinde bir çalıyla vurarak yangını söndürmeye çalışıyordu. Ben yukarda yangın yayılmasın diye söndürmeye çalışırken, kardeşim aşağıda dumandan zehirlenmiş ölmüş. Köyden yangını söndürmeye yardıma gelenler bana 'Sen o tarafa gitme' dediler. 'Kardeşim ne yapmış, gideyim bakayım' dedim, meğerse kardeşim yanmış orada. Kardeşimin hayatını kaybettiği yere ağaç dikilecek. Acımızı hafifletir ama giden de geri gelmiyor. O acı ölene kadar da benim içimden çıkmaz. Hatırası ağaçlarda kaldı. Belki doğayı sevenler kardeşimi rahmetle anarlar” dedi.
“Hatırası ağaçlarda kaldı, o acı ölene kadar benim içimde kalacak”
Almanya’dan köyüne döndükten sonra kardeşinin kendisine bölgede çamlık oluşturmak istediğini söylediğini ve 12 bin fidan diktiklerini ifade eden Abdurrahman Bulut, “Ben Fransa’da çalıştım, kardeşim de Almanya’daydı, o da buraya döndü. Döndükten sonra bana 'Kardeşim buraları bir çamlık yapalım, köyümüz güzel görünsün' dedi. Ondan sonra o bölgeye çam dikmeye başladık, 12 bin tane çam diktik. 2 binini devletten aldık, geri kalan hepsini parayla aldık. İşçi çalıştırdık, bölgeyi çevirdik çamları diktik. Biz o çamları buraya dikeli 15 sene oldu. Köyümüz güzel görünsün diye masraf ettik, emek harcadık ama sonu böyle oldu. Kardeşim doğayı çok severdi. Buraya 500 bin TL masraf yaptık. O gün çamları sulamaya gitmişti, bana 'Sen de gel tankı su doldur' dedi. Ben de dışarıya çıktım, baktım oradan bir duman yükseliyor. Buradan traktöre bindim gittim, baktım ki o yangını söndürmeye çalışıyor. Ben yukarı tarafa çıktım, o elinde bir çalıyla vurarak yangını söndürmeye çalışıyordu. Ben yukarda yangın yayılmasın diye söndürmeye çalışırken, kardeşim aşağıda dumandan zehirlenmiş ölmüş. Köyden yangını söndürmeye yardıma gelenler bana 'Sen o tarafa gitme' dediler. 'Kardeşim ne yapmış, gideyim bakayım' dedim, meğerse kardeşim yanmış orada. Kardeşimin hayatını kaybettiği yere ağaç dikilecek. Acımızı hafifletir ama giden de geri gelmiyor. O acı ölene kadar da benim içimden çıkmaz. Hatırası ağaçlarda kaldı. Belki doğayı sevenler kardeşimi rahmetle anarlar” dedi.