Düşünün ki; kış uykusundan az önce uyanmış bir ayının en aç olduğu zamanda etrafında #kuşburnu , alıç , muşmula , böğürtlen , kocayemiş , yabani armut gibi yabanıl meyvelerin olduğu bitkiler varsa civardaki yerleşim birimlerine inmez insanlara ya da onların evcil hayvanlarına , arı kovanlarına zarar vermez.
.
Yabanıl meyveler tıbbi aromatik #bitki olarak ilaç ve kimya sanayinde önemli bir yer tuttuğu gibi yaban hayatı için besin zincirinde vazgeçilmez yaşam kaynağıdır.
.
Yabanıl meyve veren bitkilerle hayvanlar arasında doğal bir işbirliği karşılıklı faydalanma da vardır. Nasıl mı ?
.
Bu meyveleri yiyen hayvanların sindirim sisteminden geçen tohumlar, dışkılarla çimlenerek ormanların çeşitli bölgelerine de yayılış gösterirler. #Hayvanlar farkına varmadan fidan işçisi gibi bu bitkilerin ağaçların çoğalmasına geniş alanlara yayılmasına yardımcı olurlar .
.
Ancak maalesef ormanlardaki meyve veren doğal yoldan gelmiş ağaçlar bazen civardaki köylüler tarafından orman ağacı sayılmadığı için yakacak olarak kesilebilmektedir. Yabani meyve ağaçları yok olmuş bölgelerden zaman zaman " ayılar köylünün #arı kovanlarına saldırdı" şeklinde haberler duymaktayız. Tabi bunda ayının avlanıp beslendiği diğer hayvanların kaçak avcılıkla popülasyonun azalması da etkili ancak şu anki konumuz yabani meyveler .
.
Orman Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre "Yabanıl Meyveli Tür Eylem Planı" ile yaban hayvanlarına besin kaynağı sağlamak amacıyla; #alıç, yabani #armut, yabani elma, yabani erik gibi onlarca farklı türde 40 milyon 300 bin #fidan toprakla buluşturmuşlar. Gerçekleştirilen #ağaçlandırma çalışmalarının çoğunda % 2-5 oranında yabani meyve türleri de dikilmekte...
.
Özetle şu kesin olarak söylenebilir ki ; bir orman içinde meyve ağaçlarının azlığı demek o bölgenin biyolojik çeşitlilik açısından fakirliği demektir.
.
.
Grafik : ESat Sungur
YORUMLAR