En son arı ölümleri haberi de Türkiye’de en fazla bal üretiminin yapıldığı Ordu’dan geldi. Arıcıları kovanlarındaki arılarında %50’lere varan ölümlerle karşılaştılar. Ordu Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Akın Çiftçi, ölümlerin sebebinin bu ölümlerle karşılaşacağımız 2021 yılından belliydi diyor ve arılara yeterli besleme yapılmamasından kaynaklandığını söylüyor. Birlik Başkanı Çiftçi yaptığı açıklamada: “2021 yılında gerçekten bal oranının yüzde 45 oranında düşük olmasından dolayı ve arıcıların da yeterli düzeyde besleme yapamaması, çok fazla polen gelmemesi arı ölümlerinin olacağının habercisiydi. Biz arıcılarımızı uyarmıştık ama bölge bölge arıcılarımız son bahar beslemelerini yeterince yapamadığı için arı ölümleri fazla oldu. Tabi bu bizim üzüldüğümüz durumlar ama artık olan oldu. Bundan sonra işte mevcut arılarını besleyip yeterince yerlerine koymaları bizim en büyük amacımız. İnşallah ölen arıların yerini doldururuz” diyor..Arılar ürettikleri ve depoladıkları balı, arı sütünü, propolisi, balmumunu kendileri çin üretip depolarlar. Kış aylarında ve özellikle polenin bulunmadığı dönemlerde bal tüketerek hayatta kalırlar. İşte arıcıların bal sağımı dediği olay da arıların kendileri için biriktirdikleri bu balın bir kısmını alması ya da tamamını alması onun yerine de başka şekerli maddeler vererek arıları besler. Aslında bal sağımı dengeli bir şekilde yapılırsa, arılar insanlar tarafından alınan bal miktarını tekrar üretip daha fazla sorun yaşamadan yaşam döngüsüne devam edeceklerdir. Uygun koşullar altında, sağlıklı bal arılarından oluşan bir arı kovanı yılda yaklaşık 73 kg bal üretebilir ve 59 kg kadar da bal tüketebilir. Böylece, arıcıların bal sağımından elde ettikleri bal 14 kg veya 14 kg’dan daha fazladır.Biz de arılarda ölümlerle sonuçlanacak yetersiz beslenmenin önemini bir bilim insanına sorduk ondan konuya ilişkin açıklamalarını aldık:Turgut Özal Üniversitesi Arı ve Arı Ürünleri Merkezi’nde görevli Dr. Öğretim Üyesi Semiramis Karlıdağ; mevsimsel değişikliğin ve kuraklığın etkisiyle arıcıların son 10 yılın en kötü sezonunu geçirdiklerini belirterek, “Bu sene itibariyle baktığımızda arıcılar açısından da çok zor bir yıl. Arıcıların ifadesine göre son 10 yılda kötü bir sezon geçiriyoruz. İklimsel değişikliğin yanında kuraklık, rüzgar olması, yağışların olmaması birçok etken etki ediyor aslında. Kışın yeterince kar yağmadığı, baharın yağmur yağması gereken dönemlerde yağmur yağmadığı zamanlarda, bitkiler bu açıdan zayıf kalır.” Diyen Karlıdağ; kış sezonu öncesi arıların besin ihtiyacının karşılanmasının önemli olduğunu belirterek, eğer yeterince protein olmazsa arının ömrünün kısalacağını ifade etti ve açıklamasına şöyle devam etti; “Arıcılarımıza tavsiyem, kışlatmaya alırken bizim iyi bir arıcılık yapmamız için veya kolonilerimiz kışlatmaya, kayıpsız veya çok az kayıpla atlatmak için yeterince balını koymamız gerekiyor. Polenini kontrol edip, polenlerini koymamız gerek. Polenli çerçeve takviyesi yapmamız gerekiyor. Eğer o mümkün değilse kışın polenli kekle takviye yapmamız gerekiyor. Bu işlem yapılmazsa, bahar aylarında da aynı işlem söz konusu arıcı sürekli bir şuruplama yapıyor. Ama dışarıdan polen gelmiyorsa şuruplama yapıldığı için ana arı sürekli yavruya gidiyor. Yumurta bırakıyor ama yavrularını polenle beslemek zorunda arı sütü üretmek için polenle ihtiyacı var. Proteine ihtiyacı var. Polen gelmiyor şuruplama yapıyor. Bu sefer arının kendi bünyesinden protein açlığı dediğimiz hastalık ortaya çıkıyor. Bu da arının kısa sürede ölmesine neden oluyor. Yani fizyolojik yaşı kısalmış oluyor” dedi..İyi bir kar yağışının yaşandığı bölgelerde bahar sezonunun bitki florası açısından kaliteli geçeceğinin müjdecisidir.
